- alevsasirt
Yoga’nın Yin ve Yang Yüzü

Hayatta başımıza gelen ya da gelmeyen tüm olaylar bizi ‘mükemmel’ olmaya değil, TAM olmaya doğru iteler. Geriye dönüp baktığımızda kusursuz ve mükemmel olmanın gerçek bir yer olmadığını hayat bize çok daha iyi anlatır. İyi ya da kötü olarak tanımladığımız her olay, bize tüm parçalarımızı kabullenip – bütün bir insan olarak yolumuza devam etmemiz için başımıza gelir.
Ancak bu bütün olma halini tanımlamak için her zaman zıt unsurları iç içe koyarak bir tanımlama yapmak zorunda olduğumuzu fark ederiz. Yani iyi demek için kötü bir şeyin olması, ışığın var olabilmesi için karanlığın önce orada olması veya gürültünün duyulabilmesi için önce sessizliği fark etmemiz gereklidir. Bu zıt şeylerin doğası yaşadığımız Dünya’nın temelini oluşturur. Tüm zıtlıklar içinde iki uçtan bir ötekine giderek ‘dengeyi’ buluruz, ve sonra yine kaybederiz. Hayat dengede olduğumuz ve dengesizliğe düştüğümüz tüm anların toplamıdır.
Bu dualiteyi en güzel anlatan öğreti Taoizm’e göre bu zıtlıkların iki yüzü kısaca ‘yin’ ve ‘yang’tir. Bir şeyin yin veya yang olduğunu anlatabilmek için bir konsept belirlememiz gerekir. Her şey görecelidir – yani kime, neye göre iyi veya kötüdür? Örneğin; hava ısısına göre sıcak daha yangtir, soğuk ise yin. Işığı düşündüğümüzde, aydınlık yangtir, karanlık ise yin. Ay ve gece yindir, Güneş ve gündüz yang. Yin pasif ve dişidir, yang ise aktif ve eril.
Hayat gibi Yoga’da da zıtlıklar vardır ve aslında biz Yoga’yı bir bütün olarak yaparız. Bedenin dokularını düşündüğümüzde, dokuların yoğunluğu konseptini baz alırsak; kaslar yang, eklemler ve onlara yakın dokular (tendon, ligament, vb.) yindir. Günümüzde birçok yoga çeşidi, kasları çalıştırmaya yöneliktir ve yangtir. Bu tür yoga çeşitleri, ritimli ve tekrarlı hareketlerle kasları hedef alır. Tüm kaslara stres uygulayarak, bedendeki tüm kasları hedeflesek bile sadece tek tip egzersiz yapmak bedenin sadece yarısına hitap ettiğimiz anlamına gelir. Ancak, yin dokular da bedenin diğer yarısını oluşturduğu için o dokuları da çalıştırarak bedenin tamamına hitap ederek sağlığımızı daha rahatlıkla dengede tutabiliriz.
Yin dokular (ligament, tendon, kemikler, eklemler vb.) kaslar gibi su açısından zengin ve yeterince elastik değildir. O yüzden yang hareketlere iyi cevap vermezler. Bunun yerine, bu tarz hareketlerin tam tersi olan durağan ve uzun süreli stres uygulanan asanalar, bu dokuların daha iyi cevap vermesini sağlar. Eklemler, kemik ve kasların daha rahat hareket edebilmesi için en önemli dokulardan biridir. Bu dokuları çalıştırmadığımızda yogayı ‘tam’ olarak yaptığımız düşünülemez.
Ayrıca asanaların (hareket ve duruşların) ötesinde, yoga pratiğinin hangi amaçla yapıldığı bu bağlamda önemlidir. Hangi dokuları çalıştırdığımızın ötesinde, yoga hangi amaçla yapılıyorsa o amaca yönelik bir yin veya yang tavrımız olabilir. Bu tavırların herhangi birini seçmek zorunda olmadığımız gibi, bulunduğumuz hale cevap olarak birisini daha ağırlıklı olarak pratik edebiliriz. Oldukça aktif olarak düşündüğümüz birçok yoga asanası yin bir tavırla da yapılabilinir.
Yin yangi içerir; örneğin yang olarak adlandırdığımız hızlı bir vinyasa akışında nefese odaklı, 'mindful' bir halde yapılan pozlar yin bir tavır içerir. Yin ve yang her zaman birbirine dönüşür; bunu doğada ve hayatlarımızda çok rahat gözlemleriz. Yoga uygulamamızda ise aktif bir sekansın ardından uyguladığımız Savasana pozunda hareketsiz kalmamız, yangin yine dönüşmesine güzel bir örnektir. Yin yangi kontrol eder; sadece bir tarafa yoğunlaşıldığında denge her zaman gelir. Örneğin, sadece ve uzun süre yang tarafta yapılan uygulamaların sonunda bedende bir sakatlanma söz konusu olabilir. Bu durumda hayat bizi istemsizce yin tarafa çeker.
Yoga’da yin tavır, asanaları bedenin güçlü olması veya şeklinin değişmesi için yapmaktansa – daha çok bedenin olduğu haline izin vermek ve bedenin değişmeyecek olan kısıtlamalarına teslim olmakla ilgilidir. Hayatta da bu şekilde olmasına izin vererek, bir tarafa çok fazla yüklendiğimizde diğer tarafla onu dengelemek Yoga’nın bize en güzel öğretilerinden biridir. Bu şekilde hayatın ‘mükemmellik’ için değil – bizi olduğumuz halimize çağırdığını daha rahat anlayabiliriz.
Kaynakça:
The Comlete Guide to Yin Yoga: The Philosophy and Practice of Yin Yoga, Bernie Clark
Yin Yoga: Principles and Practice, Paul Grilley